O BENİM MELEĞİM – 14 -.
istanbul Güngören escort bayan
Gazetenin ilk baskılannı gördükten sonra Parin’in keyfi
iyice yerine gelmişti. Yine bombayı patlatmıştı. Ertesi
gün kıyamet kopacak ve bir çete daha kötülükler tari-
hinin karanlıklanna gömülecekti. Geç saatte gazeteden çı-
kan, Ortaköy’de biraz demlendikten sonra evine gitti. Hiç
ama hiç uykusu yoktu. Başansını birileriyle paylaşmak isti-
yordu. Kim olabilirdi bu kişi? Birden kafasında bir şimşekçaktı. Bu işte en büyük bir payı olan bir kişi kuşkusuz Es-
ra’ydı. Başanyı paylaşmak da en çok onun hakkıydı. Parin,
İznik’teki villanın telefon numarasını buldu, yüreğinde kıpır
kıpır bir heyecanla çevirdi.
“Alo, buyrun.”
“Esra, ben İsmail Parin canım, nasılsın görü şmey eli?”
“Fena sayılmam İsmail, zaten aynlalı daha çok olmadı de-
ğil mi?”
“Haklısın ama bu #«da çok «ey oldu.”
“Ne gibi?”
“Çetenin işi tamam.”
“Nasıl tamam?”
“Basbayağı tamam. Olay yannki gazetede manşet İç
sayfalarda da tam bir sayfa ayırdılar bu işe. Uzun sözün kı-
sası 24 saat içinde bütün çeteyi toplar polis. Yurt dışı bağ-
lanılan filan da açıklanıyor, büyük iş patlayacak.”
“Tebrikler İsmail, yine şöhretine uygun bir iş yaptın,”
“Ben bir şey yapmadım, asıl tebrik edilecek olan kişi sen-
sin.”
“Bu da nereden çıktı?” .
“Bilgisayar senin aklına geldi, üstelik şifreleri sen çözdün,
unuttun mu? Yani bu işi sen yaptn, ben sadece gazeteye
götürdüm o kadar. Benimki bir çeşit kuryelikten ibaret”
“Galiba haklısın.”
“Haldryım elbette. Esra, sana birşey sorabilir miyim?”
“Ne istersen sorabilirsin İsmail.”
“Bir şeyi çok merak ediyorum. Avni’nin sana yolladığı
madalyonun özelliği nedir? Bir de içinden bir not çıkmıştı.
Tanışmamızı sağlayan bu madalyonun sımnı çok merak edi-
yorum.”
“Sır falan yok İsmail. Madalyon bir aile yadigan. Babaan-
nem büyük gelini olan rahmetli yengeme armağan etmiş.
Ondan da Avni’ye geçmiş. Avni, nezarete düşünce başına
gelecekleri tahmin edip bana yollamak istemiş. Notta madal-
yonu bana getiren kişiye sonuna kadar güvenmemi istiyor-
du. Hepsi bu.””Yani beni bu madalyonun hatırına mı aramıştın?”
“Biraz öyle biraz da tanınmış bir gazeteci olduğun için
güvenebileceğimi düşünmüştüm.”
“Seni yanıltmadığımı umanm.”
“Hiç yanıltmadın. Bir de neye çok üzülüyorum biliyor mu-
sun?”
“Hayır, ama öğrenmek isterim.”
“Avni öldüğünde büyük bir paniğe kapılmıştım.Bu yüzden
İznik’e adeta kaçarcasına geldim ve cenazesine gidip son
görevimi bile yapamadım. Biraz da eski patronum San Ha-
san’ın beni tanımasından korkuyordum. İşte bu içimde yara
oldu, aklıma geldikçe kendimi affedemiyorum.”
“Ne olur bunu hiç dert etme. ÇOnkû sen Avni İçin en bü-
yük görevi yaptın, ruhunun rahatlamasına neden oldun.”
“Nasıl yaptım bunu?”‘
“Nasıl olacak? Bilgisayvdaki bilgilere ulaştığını unutma.
Bir noktada Avni’nin de bunu istediğine eminim.”
“Yine haklısın galiba.”
“Çoğu zaman haldıyımdır.”
“Bugünlerde buraya gelmeyi düşünüyor musun?”
“Çok isterdim ama habere gelecek tepkileri ve olacak ge-
lişmeleri izlemek için bir kaç gün İstanbul’da kalmak zorun-
dayım. Eğer hâlâ oradaysan hafta sonunda ziyaretine gel-
__I- {«Inrim *
moK ıstenm.
“Hafta sonunu iple çekeceğim.”
“Ben de öyle. Bu arada güzel hanımlan bekletmekten hiç
hoşlanmadığımı bilmeni isterim.”
“Yani ben güzel miyim?”
“öyle güzelsin ki kelimelerle anlatılır gibi değil.”
“Beni şımartıyorsun.”
“Az bile yapıyorum.”
“Sonra başına dert olurum bak.”
“Derdin böylesi hoş geldi, sefa gedi.”
“İsmail bu gece en çok ne istiyorum dersin?”
“Nereden bileyim?”
“Bir an önce sabah olmasını.”